Doğusunda Elbistan İlçesi, Batısında Kayseri İlinin Sarız İlçesi, Güneyinde Göksun İlçesi ve Kuzeyinde de Sivas İlinin Gürün İlçesi bulunmaktadır.
İlçenin rakımı : 1.230 metre.
YÜZÖLÇÜMÜ VE ARAZİ DAĞILIMI
İlçenin Yüzölçümü :1.387 Kilometrekare
Toplam İl yüzölçümündeki payı : % 9.68
Tarım arazisi : 63.695 hektar
Bağ-bahçe : 1.540 hektar
Çayır Mera : 14.860 hektar
Orman-Fundalık : 167.509 hektar
İKLİM VE METEOROLOJİK GÖSTERGELER
Karasal iklim hakim. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır.
İlimizin diğer yerleşim yerlerine göre “yayla iklimi “ mevcuttur.
DAĞLAR, OVALAR, AKARSULAR VE GÖLLER
Su kaynakları açısından yeterli su mevcut değildir. Arazi yapısı düzgün bir yapıya sahip, toprak verimsiz ıslah edilmesi gerekiyor.
Mer’a sahaları geniş olmasına rağmen; bitki deseni yönünden zayıftır.
En yüksek yer :Ören tepesi 1935 metre
İlçenin sınırları içinden Ceyhan nehri geçmektedir. Bu nehrin iki kolu olan, Hurman ve Göksun çayları geçer. Hurman çayı kuzey- batıdan güney- doğu istikametine, Göksun Çayı ise batıdan güneydoğu istikametine akmaktadır.
AFŞİN İLÇESİNİN TANITIMI
AFŞİNİN ADI:
Afşin ( Arabissos, Efsus Yarpuz ) şehrin adı, Bizans kaynaklarında Arabissos, Arapça eserlerde Efsus şeklinde geçer. Selçuklular devrinde de aynı adla anılır. Sonra bu ad halkımızca, Yarpuz şekline çevrilmiştir. Afşin adının; Sultan Alparslan döneminde Alparslan’ın değerli kumandanlarından Afşin Bey’den geldiği bilinmektedir.
Kuruluş tarihinin Hitit'lere kadar (M.Ö.3000) uzandığı sanılan Afşin Çevresinin M.Ö 750 yıllarından itibaren Asur egemenliğine girdiği bilinmektedir, M.Ö. 546 tarihinde Perslerin (İranlılar) daha sonra M.Ö. 333 tarihinde ise Makedonyalıların egemenliğine giren yöre Roma çağında canlı bir ticaret merkezi olmuştur. Afşin, Roma imparatorluğunun yıkılmasından sonra Bizans toprakları haline gelmiş, bölgeye zaman zaman Araplar hakim olmuşlardır. 1071 tarihinde Malazgirt zaferi ile Anadolu da yerleşmeye başlayan Oğuz Türklerinin bölgeye yönelen kolu, Afşinbey komutasında, Bizans egemenliğine son vererek, bölgede Selçuklu egemenliğini tesis etmişlerdir. Dulkadir Beyliğinden sonra 1572 tarihinden itibaren Osmanlı egemenliğine giren Afşin, Elbistan ilçesine bağlı bir Bucak Merkezi iken, 02.08.1944 gün ve 4642 sayılı kanunla 1944 yılında ilçe merkezi olmuştur.
İlçenin tarihi gelişmesini üç ana bölümde inceleyebiliriz.
b - Türklerden Önceki Dönemi
Afşin'in kuruluşunun Hititlere kadar zandığı çeşitli kaynaklarca ifade edilmektedir. Kahramanmaraş yolu üzerindeki Döngele Köyünde yapılan kazılarda M.Ö.1900 tarihlerinden itibaren bölgede Hitit uygarlığının varlığı ortaya çıkartılmıştır. Kahramanmaraş yakınlarındaki Himdi köyündeki kazılardan da M.Ö.750 yıllarından itibaren, bölgede Asur egemenliğinin varlığı öğrenilmektedir. M.Ö. 546 tarihinde Pers kralı Kurus 'un Lidya kralı Krazüs' ü mağlup etmesi ile bütün Anadolu Pers egemenliğine girmiştir. M.Ö.333 yılında Makedonya kralı Büyük İskender'in, Afşin-Elbistan üzerinden İran'a yürüdüğü, daha sonra Romalıların egemenliğine giren Afşin'in Roma çağında Arabissos adı ile canlı bir ticaret merkezi olduğu çeşitli kaynaklarca belirtilmektedir. Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra, Bizans toprakları haline gelen bölgeye, zaman zaman Araplar hakim olmuşlardır. " (Baran 1985) " 779-780 yıllarında Abbasi Halifesi EI-Mehdi 'nin Efsus, yani Afşin yöresine gelerek, şehre yakın bir yerde karargah kurduğu görülür. Şehrin o zaman Yakubi mezhebine bağlı Piskoposluklardan birinin merkezi olduğunu öğreniyoruz. Müslümanlar fırsat buldukça, Afşin
Elbistan ovasına akınlar yaptılar. Buradan kayseri gibi daha kuzeydeki bölgelere yapılan seferlerde, burayı geçit olarak kullanıp kuzey seferlerine buradan geçtiler. ( Sümer 1989)